Ultrasonik Analiz

Ultrasonik sesler 20 kHz frekans üzerindeki ses dalgalarını ifade ederler. Bu frekanslardaki ses dalgaları normalde insan kulağının duyamayacağı frekanslardaki ses dalgalarıdır. Kestirimci bakımda kullanılan temassız ultrasonik dedektörler hava yolu ile iletilen ultrasonik ses dalgalarını tespit etmemizi sağlarlar. Ultrsonik dalgalar doğrusal bir harekete sahiptir ve IR dalgalarının aksine çok uzun mesafeler katedemezler. Ultrasonik dalgalar katı maddeleri geçemezler. Bir çok dönel ekipman ve akışkan sistemleri ultrasonik aralıkta ses dalgaları üretirler. Bu yayılan ultrasonik dalgalardaki değişiklikler bize ekipmanın durumu hakkında fikir verir. Ultrasonik dedektörler komponentlerdeki aşınmayı, akışkan kaçaklarını, vakum kaçaklarını, buhar kapanı bozukluklarını tespit etmemize yardımcı olurlar.

Ultrasonik dedektörler hava yoluyla yayılan dalgalar dışında fiziksel temaslı problar yardımıyla da mekanik olarak oluşan ultrasonik dalgaları da tespit etmemizi sağlarlar. Bu şekilde buhar kapanında bir kaçırma mevcut ise bunu tespit etmemiz mümkündür ya da bu şekilde rulman durumlarını takip edebiliriz. Rulmanlardaki aşınmalar ya da yağsızlık gibi durumlar periyodik kontroller sayesinde tespit edilebilir ve önlem alınabilir.

Ultrasonik dedektörler ile elektrik arklarını ve koronaları tespit etmek de mümkündür. Bu sayede konektörlerde daha ısınma başlamadan bir atlama varsa tespit edilip önlem alınabilir. Yine de ultrasonik cihazların en yaygın kullanım alanı ve başarılı bir şekilde kullanılabildikleri konu basınçlı hava sistemlerindeki kaçak noktalarının tespit edilebilmesidir. Normalde kulakla bile duyabileceğimiz kaçakları ne yazık ki işletmedeki diğer makinelerin gürültüsünden ötürü duymamız mümkün değildir. Ya da kaçak o kadar küçüktür ki ortam sessiz olsa bile duyamayabiliriz. Ultrasonik dedektörler sadece ultrasonik sesleri algıladığından ortamın gürültüsünden etkilenmez ve işletmemizdeki kaçakları kolayca tespit etmemize yardımcı olur.

Bilindiği gibi basınçlı hava üretimi çok maliyetli bir işlemdir. Bir de bu üretilen havanın yüzde 30’dan fazlasının kaçaklara gittiği düşünüldüğünde bu uygulamanın ne kadar faydalı olduğu ortaya çıkacaktır. Ayrıca yeni tip kompresörler duruş kalkışlarda ciddi seviyede zorlanmalara maruz kalmaktadır ve baskı rulmanları çok daha çabuk bozulabilmektedir. Kaçakları önlediğimizde kompresörlerimizin de dur kalk yapmasının önüne geçeceğimizden bakım maliyetlerimizde de avantaj sağlayacağımız açıktır.